3 Şubat 2015 Salı

araba ağlatan ergen

farkında mısın?

hepimizde anne babamızdan onaylanma dürtüsü var, yaşın kaç olursa olsun, ne yaparsan ne kadar kazanırsan kazan, içimizde bir yerlerde benim oğlum şunu yaptı, benim oğlum şöyle iydir, bunu becerir cümlelerini duymak istiyoruz.

geçmişe dönüp baktığımda en gurur duyduğum şeyler, ailemin benimle gurur duyduğunu anladığım zamanlar olmuş, hayatımı onları mutlu etmek gururlandırmak için yaşamışım sanki. ters taraftan baktığında bir babanın da en mutlu olduğu an çocuğunun bir şeyler başardığını gördüğü zamanlar değil mi zaten

ortaokuldayım, yeni yeni terliyor bıyıklarım, kızlara karşı farklı şeyler hissetmeye başlamışım, sesim kalınlaşmış suratımda sivilceler, hayatımın en güdik zamanlarını geçiriyorum. her hafta sonu dedemlere gidiyoruz, bağarasına, bağarası yolu sıkıcı, tarlaların arasından tozu dumana katıyoruz, o zamanların gözdesi brodway var altımızda, her zamanki gibi öndeyim yine, co-pilot olarak bizimkilerin hiç sevmediği ama benim kedimdem geçerek dinlediğim kasetleri sıralıyorum ardı ardına, elimde hayali bir gitar asi çocuk rollerindeyim ama bir taraftan da kemer takılmış önlemimi almışım.

peder bey, sağa çekiyor arabayı, noluyo lan niye duruyoruz derken iniyor arabadan, kapımı açıyor "hadi geç bakalım, görelim nasıl süreceksin arabayı" diyor. allahım nasıl bir heyecan o, düşündüğümde bile heyecanlandım lan. şimdiki gibi otomatik vites yok tabii, ben ayağımı debriyaja mı gaza mı koyayım derken her seferinde stop ettiriyorum arabayı, kaldırdıktan sonra o kadar yavaş sürüyorum ki herkes solluyor beni, bir yandan heyecanlıyım, stres var, gözüne girmeliyim babamın, babam stresli, yıların öğretmeni ilk kez bir şey öğretirken bu kadar sinirleniyor belki de beceremiyorum, arabayı kaydırıyorum, yanlış vitese takıyorum ite kaka gidiyorum dedemlere.


araba ağlatan ergen (temsili)


Artık dedemlere gideceğimiz her yolculuk yeni bir heyecan benim için, yola çıkar çıkmaz o sihirli anın gelmesini bekliyorum, babam sağa çekecek ve bana verecek direksiyonu, her seferinde arabayı yanlışlıkla durdurma sayım azalıyor, hatta bazen traktör solladığım bile oluyor.

yine arabayı kullanarak eve döndüğümüz bir gün, pastanedeki arkadaşına "benim oğlan getirdi arabayı, kurtardı kendini artık, aferim lan"

işte o anda hayatım yeni bir yöne giriyor, babamın onayının ne kadar güzel, ne kadar önemli ve ne kadar çekici geldiğini görüyorum, hayatım boyunca hep gurur duysun diye çalışyorum çabalıyorum.

benimle gurur duyuyor biliyorum, çok söylemese de ben onun kendini kurtamış oğluyum, beni yetiştirdiği için mutlu,

Not: son zamanlar niye bu kadar aile muhabbeti yapıyorum bilmem, yaşlandığımın belirtileri olabilir mi bunlar?

e hadi o zaman

2 Şubat 2015 Pazartesi

kardeş güzel şey

insanın kardeşinin olması çok güzel şey...miş

uzunca yıllar bir kardeşimin olduğunun farkında değildim, aramızdaki yaş farkı 6 olunca hep küçük bir çocukmuş gibi geliyordu bana. ben hep büyük olduğum için benim dertlerimi anlayamaz, benimle bir olup üzülemez, sevinemez gibi geliyordu. insan büyüdükçe aradaki yaş farkının önemi kalmıyor.

hayal meyal hatırlıyorum, bir ağustos günüydü, aydın her zamanki gibi çok sıcaktı, bazen öyle sıcak olur ki, ter gözüne gözüne giriverir insanın, öyle bi sıcak vardı, annemin hamile halini çok hatırlamıyorum ama babamın telaşlı zamanlarıydı. hiç görmemiştim daha önce,

6 yaşındayken baba her şeyi yapan bilen bir kahraman oluyor. annemin hamile zamanlarında babamın ne kadar heyecanlı olduğu kalmış aklımda, bir 7 ağustos günü küçük kardeşim doğdu.

hatırladığım en net şey, babamın bir telefon kulübesinden insanları arayıp, bir oğlumuz daha oldu demesi, ilk o zaman dank etti kafama bir erkek daha gelmişti aileye, neden sonra telefon kulübesinden ayrılıp emzik almak için eczaneye gitmiştik. insan sadece bazı detayları hatırlıyor, nedensiz,

çok kavga ederdik, her iki kardeş gibi, az morartmadık etimizi, az bağırmadık birbirimize, benim kardeşim öyle bir çocuktu ki, ne kadar kızdırırsam kızdırayım, ne kadar vurursam vurayım, günün sonunda "abi abi" diye koşardı peşimden.



evlendim, ailem oldu, boşandığım zaman kendi kardeşime hiç zaman ayırmadığımı gördüm. Bir çok şey için suçlasam da bunun için suçlayamam eski karımı, hiç bir zaman kötülemedi onları, hiç bir zaman görüşme demedi ama nedense bir kardeşim olduğunun farkında bile değildim.

Hayatım boyunca hep dışarıdaydım ben, lisede yatılı okumaya başladım bir daha eve dönmedim, ailemle hep mesafeli durma nedenim buydu belki kim bilir.

bir şeylerin farkına varmak için bir şeyleri kaybetmek gerekiyor, ne zaman ki evliliğimi kaybettim, en dibe vurdum, o zaman bir kardeşim olduğunu anladım. ağladım onun yanında hıçkıra hıçkıra, ben ki hep abi rolünde olan adam salya sümük sarhoş oldum, o dönem o benim abimdi.

insanın kardeşinin olması güzel şey, ne zaman ki yirmili yaşlarının ortasına geldi, kendi parasını kazanmaya başladı, o zaman rakı masasında oturdum onunla, tatile çıktım, kız arkadaşlarımı anlattım

hep pozitifitir, arkadaş canlısıdır, derdini unuturuverir adama, anlayamdığım saflıkta bir yaşama sevinci vardır, böyle arkadaş bulmak bile çok zorken, kardeşimdir benim.

hayatımda belki de en sert olduğum adamdır kardeşim, iş konusu, kız konusu, para konusu ne olursa olsun hep yön göstermeye çalışır, öğüt veririm, dışarıdan görenlerin şaşırdığı bir öğretmen moduna bürünürüm, oğlumdur aynı zamanda, kendimce doğruları gösteririm. gıkını çıkarmaz, kaç yaşıma geldim sana ne demez, bir kere bile "sana ne" veya "saçmalıyosun" dediğini duymadım bana.

insan kardeşini seçemiyor ama seçseydim de onu seçerdim

yazarken bunu dinliyodum

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails