19 Şubat 2010 Cuma

ikonoskop diye bir program

ikonoskop diye bir program var,  bloomberg ht diye bir kanal başladı ya şimdi, geçen gün zap yaparken denk geldik, baktık sinema falan diyor bir hatunla yaşlı bir amca oturtmuşlar, konuşuyorlar.

bu tür kanalların hele bir de yeni açılmışsa, bu tür programları genelde kaliteli olur, biz de oturduk bakalım ne konuşuyorlar diye dinlemeye başladık.

allahım tam bir facia, ilk 5 dakika sonrasında tamamen "acaba şimdi ne yumurtlayacaklar" diye dalga geçmeye başladık.

amca necidir nedir bilmiyorum ama, yani bu kadar kötü sinema eleştirilir, tonton da bir kişilik aslında, kahve muhabbeti için çok güzel de, e birazcık da bizim bilmediğimiz şeyler söyle di mi

son noktayı sunucu abla koydu, belgesellerden falan bahsediyorlar şimdi, kadın dedi ki, "şimdi böyle çıtalar geyikleri yiyor ben çok üzülüyorum" amca da tabii "evet evet çok kötü" diye destekledi. kadın bunun üzerine "ben belgesel çekiyo olsam, müdahale ederdim, ne biçim insan bunlar" diye en duygusal açıklamalarını yaptı.

yaa allahaşkına, kim koydu seni oraya bilmiyorum ama, bu kadar cahilsin madem belli etme en azından, insanlar doğal yaşama müdahale etmeyelim diye, günlerce saklanıyorlar hayvanlardan, herhangi bir doğal ortam bozulması yaşanmasın diye, eee kızım hiç mi kafa yok be,

ama izletiyorlar programı bak, ne zaman denk gelsek hipnotize olmuş gibi izliyoruz..

avrupa basiretsizliği

dün maçı izlerken şunu düşündüm, acaba biz ne gibi bir yanlış yaptık, taraftar olarak ne gibi bir günah işledik ki, sırf verem olalım diye, sırf üzülelim diye böyle yapıyorlar.

avrupada maça çıkınca resmen basireti bağlanıyor takımın, yani karşı takımın oyuncuları aynı olsaydı da, üzerlerine ne bileyim bir gençlerbirliği, gaziantep, bursaspor, ankaragücü forması geçirsek böyle mi oynardı fener

guiza böyle oynardı yine evet, tekrar soruyorum bizim suçumuz nedir abi, bu adama mecbur kalıyoruz ve her maç böyle üzülüp duruyoruz. ne bizim suçumuz ki karşı takımın önüne gol atsın diye pas veriyoruz. zorla gol yiyoruz. hep destek tam destek ikinci maçta yine yanında olacağız takımımızın, ama yazık değil mi yaa, bu kadar kolayken yapamamak yazık değil mi.

üzüldüm lan

12 Şubat 2010 Cuma

fol yok yumurta yok çocuk ne olsun onu düşünüyorum

nedendir bilmiyorum, sorduklarında hep "kızım olsun istiyorum" derdim, iki erkek kardeş olmamıza rağmen bilmiyorum belki de bu yüzden kızım olsun istiyordum.

şimdi artık evlenince, aile olunca bu sorular sıklaşmaya başladı, "kız olsun abi, erkek adamın erkek damadı olur ehe ehe" muhebbetimi düşündüm.

erkek olsun lan, tabii şimdi ne olacak bilemiyorsun, seçme hakkı vermiyorlar ama sorduklarında erkek olsun diyorum. ha şu an ortada fol yok yumurta yok o da ayrı bir konu ama şimdi kız olduğunu düşün:

her "baba ben mügelere ders çalışmaya gidicem" dediğinde "git kızım" diye izin verirken, kalbim sıkışıcak, zamanında annesiyle söylediğimiz yalanlar gelecek aklıma, belki de bir ceza bu, bak zamanında sen onun babasına yaptım şimdi de sana yapacaklar cezası.

mini mini etekler giyicek, dekolteyi abartacak belki, bişey demiycem belki ama yine sıkışacak kalbim, biraz homurdayınca annesine dönüp alacak izni, iyi polis kötü polis olaylarına girmeyelim diye "tamam tamam" deyip kabul edicem ben de.

erkek öyle değil lan, her "baba ben mügeyle dolaşmaya çıkıyorum" dediğimde, "git oğlum" diye izin verirken, "yürü be koçum" diyecek kalbim, zamanında annesiyle dolaştığımız günler gelecek aklıma.

en son çıkan basketbol ayakkabılarından isteyecek tabii, annesi babası gibi uzun olacak, elim titreye titreye vereceğim bir tomar parayı, sonra zamanında düşlediğim ayakkabılar gelecek aklıma, giysin adamım diyecek kalbim

ulan niye bilmiyorum, şu yukarıda kendime yapmaya çalıştığım, kız çocuğun kötü yanları, erkek çocuğun iyi yanları olayında bile, içten içe kız olsun istiyor kalbim, çok garip değil mi, yukarıdaki kötü yanları dediğimde kıyamayacağımı bildiğimden, üzmesinler diye.

alıp omzuma fener maçına gideceğim gün için sabırsızlanıyorum, hatta büyüsün baba kız küfür edeceğiz karşı takıma, küfür etmesini öğrenmeli kızım, kendisini savunmalı, her ne kadar annesi bu yüzden bana kızacak olsa da.

6 Şubat 2010 Cumartesi

basın tribününden maç izlemenin güzelliği

en sonunda bu da oldu ve ben bir fener maçını basın tribününden izleme olanağına nail oldum. nasıl bir sevinçle izledim anatamam, bir de fenerim net bir galibiyet alınca daha bir mutlu oldum.


kendi çekimimdir canım

tabii basından olmadığım için bir arkadaş vasıtasıyla girebildim. girdiğim arkadaş ta çok muhabbetim olmayan biriydi. böyle muhabbetinin çok olmadığı biriyle yan yana durmak çok zor oluyor, muhabbet etsen konun kısıtlı, fenerden muhabbet açayım diyorum, ulan takım da tıkır tıkır, hani kötü oynasa diyeceğim ki, bu adam burda oynamamalı, şu şöyle olmamalı, ancak takım iyi oynayınca o muhabet olanağı da bitti.

hava da bir soğuk bir soğuk, ancak bir yerlerden sıcak geliyor, nereden bu diye kafamı kaldırdım, sıra sıra elektrik sobası dizmişler stadın tepesine, herkes adamlar ne düşünceli derken, ben direkt kafadan ulan bunlara ne kadar elektrik parası geliyodur yaw mantığındaydım, türk elektrik mühendisi böyle oluyor


elektrikli ısıtıcılar

uzun zamandır maça gitmiyordum, taraftarı özlemişim, ancak ne yalan söyleyeyim, kale arkasındaki keyfi alamadım, bir kere kimse bağırmayınca sen de bağıramıyorsun, ee bağırmadıktan kendini yırtmadıktan sonra ne anladım ben o işten, bir tek sarı lacivert şampiyon fener diye bağırırlarken fener kısmı bize denk geldi fener diye bağırdım. o da fıstıktan sayılır hani.

inşallah, kupayı kaldırırız da, kupa kutlama törenlerine gideriz, amin

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails