29 Haziran 2010 Salı

kelebek istilası

arkadaş sadece bu taraflarda mı var bilmiyorum ama kelebek istilasına uğradık.

hastanenin girişinde metrekareye 10-15 kelebek düşüyor, nereden geldi bu kelebekler yaw

aynı şu alttakine benziyolar


28 Haziran 2010 Pazartesi

body world


pazar günü body world adlı sergiye gittik hatunla,
karaköyde istanbul modern'de sergileniyor,
fiyat kişi başı 25 tl
mutlaka gitmenizi öneriyorum
dünyada büyük yankı uyandırmış bir sergi
işin ilginç tarafı sergilenen herşeyin gerçek olması
ayağımıza kadar gelmişken, insan bedenini bu kadar güzel görmek lazım
bir de zürafa vardı
ne kadar büyükmüş onlar öyle

25 Haziran 2010 Cuma

kaza sonrası suya düşen tatil planları

bu kadar plan yaparsan olacağı budur.
1 haftadır tatil planları yapıyoruz, arabamızla ayvalık, altınoluk, bozcaada dolaşıp çanakkale üzerinden evimize dönecektik. hatta yarın sabah yola çıkacaktır. 7 günde toplam 5 otelde kalacaktık, her yerle rezervasyonu yaptım, pendik yalova feribot biletimi bile aldım.

ama dün arabamla kaza yaptım, sola dönerken bir çöp kamyonu arabamın sol tarafını göçertti ve arabamız 1 hafta serviste kalacak, dün sinirden ağladım resmen, 1 gün kala yapılmayacak şey.. bana bişey olmadı allahtan, en azından bu şekilde kendimi avutuyorum.

bizim de planlarımız 1 hafta sonrasına kaydı. bakalım inşallah haftaya bir şey olmaz.

21 Haziran 2010 Pazartesi

araba yolculuğu tatili

tatil lazım tabii, bir reklamda geçiyodu hatta acayip beğenmiştim "hepimiz tatil için yaşıyoruz" böyle deyince çok dokunuyo lan bana, topu topu 14 iş günü için tüm yıl helak oluyoruz, dirsek çürütüyoruz. (ki bu dirsek çürütme olayı gerçek oldu arkadaş, geçen hafta biriyle konuşurken, aaa dedi bak dirseğin sökülmüş, bir baktım gömleğin dirseği sökülmüş, yaw bu kadar çalışılmaz artık ama dedim, bildiğin dirsek çürütüyorum lan)

nerde kalmıştık, işte bu 14 iş günü için çalışıyoruz ki, bizim buralarda hepsini birden vermiyolar, 1 hafta 1 hafta alcakmışız tatili, "peeehh ne yapayım 1 hafta tatili ben de çıkmıyorum lan" demedim tabii, çıkmaya karar verdik
bu sene, sevdicekle bööle kaş, bodrum, marmaris, çeşme falan yapmayalım dedik, onun yerine arabamıza atlayıp çanakkale üzerinden kaz dağları ayvalık ve biraz daha aşağısına araba yolculuğu şeklinde tatil yapacağız. hem gezecek hem malak gibi yatacağız.



kesin bi şeyler gelecek yine başımıza, biz ne zaman ikimiz araba yolculuğuna çıksak macera eksik olmuyor, bu hafta içi google maps ile yolları hatim etmem lazım, güzergah belirlemem lazım, kalcağımız otel ya da pansiyonları ayarlamam lazım, offff iş te çok ne zaman yapıcaz bilmiyorum, yok bi kere hatuna "ben deee, halledicem hepsini" demiş bulundum, şimdi uğraş dur artık.

neyse ya en kötü arabada kalırız akşamları,

yok lan yok bak nası sinirlendi okurken, yok valla kızım ayarıcam diyorum sana, senden başka kimse de okumuyo zaten, bendeee!

17 Haziran 2010 Perşembe

süpermarket kasası kuyruğu laneti

dün akşam bir kere daha ispatlandı.
bende lanet var, evet evet bildiğin lanet, adını süparmarket kasası kuyruğu laneti koydum, dün nautilusa gittik alışveriş yapalım diye, yaptık alışverişimizi, tabii bir sürü kasada bir sürü kuyruk oluşmuş, hemen üstün mühendislik bilgilerimi kullanarak hesaplamalar yaptım ve hesaplarım sonunda en çabuk gelecek olan kuyruğa yönelerek sıraya girdik.

şimdi normal şartlarda diğerlerine göre sıranın bize daha çabuk gelmesi gerekiyor, hatta bizden sonra yan tarafta sıraya giren zavallılara bakarak içten içe gülüyorum falan, ben diyorum buldum en çabuk gelecek sırayı,
büyük marketlerde böyle bir olay var, kasaların olduğu tarafta insanlar telaşlı telaşlı en güzel kuyruğu bulmaya çalışıyorlar, minik bir yarış oluyor.

neyse biz girdik sıraya ben çok eminim tabii, eşime diyorum bak nası buldum hemen çıkıcaz şimdi, ayaklar kopmuş ikimizde de zar zor duruyoruz ayakta, hemen eve gitmek istiyoruz.

ve nooldu süpermarket kasası kuyruğu laneti iş başına geçti, önce kasa görevlisini etkiledi baktım kızcağız daha yavaş geçirmeye başladı ürünleri, ve sonra ilk kez karşılaştığım bir şey oldu 3 önümdeki kadın aldığı domatesleri tartmadığı için görevli marketin diğer ucuna gidip domatesleri tarttı yaklaşık 5-6 dakika sürdü bu işlem, o domatesleri o kadının öhm neyse ve biraz önce içten içe güldüğüm zavallılar benden önce alışverişlerini bitirdiler.

evet bu macera da bitti burda, peeehhh yaşadığımız maceralara bak, yazarken bile uyuyakaldım, okurken noluyor kimbilir.

14 Haziran 2010 Pazartesi

kolları kaldırmalık oyun

Dün bir kere daha kendime kendime ispalamış olduğum gibi, kolları kaldırarak oynanan oyunlarda tutamıyorum kendimi.
sonuçta egeliyiz hatta aydınlıyız, harmandalının ezgisini duysam geçiyorum kendimden, bööle kollar kaldıra kaldıra bir o tarafa bir bu tarafa sallanıyorum.

dün de düğüne gittik, hafiften fidayda çalıyor ben oradayım, hafiften bir çiftetelli çalıyor kendimi pistte buluyorum, hayır düğün sahiplerinin de dıdısının dıdısıyım yani, muhtemelen daha sonra video da "kimdi lan bu adam" diye baya bir düşünecekler.

                                                                  kolları kaldırmalık oyun

Dediğim gibi dıdının dıdısı olduğum halde halay başı bile oldum, hayır normalde belli bir seviyede alkol alınca böyle şeyler yapıyorum aslında, dün alkol de almamıştım araba kullanıcam diye

herhalde kurtların dökülme vakti gelmiş, neyse canım önümüz yaz daha bir sürü düğün var, nasıl olsa her düğünde 2-3 kolları kaldırmalık oyun oluyor, çıkar sallana sallana oynarım

11 Haziran 2010 Cuma

ne olmuş ne bitmiş

ne kadar uzun zaman olmuş bee,
valla her gün yazayım bişeyler diye geçiyorum karşısına, tam yazacakken (aynı zamanda çok yoğun olma dolayısıyla) vicdan azabı çekip erteliyorum.

size de oluyor mu? eskiden sınavların olduğu zamanlar yapardım bunu, içimde hep yakın bir zamanda sınava girecek olmanın gerginliği olurdu, bu yüzden ne yapacak olsam vicdan hesabı yapar iptal ederdim, ancak gün sonunda baktığımda ders te çalışmamış olduğumu görürdüm.

şimdi de şimdi blog yazarsam çok zamanım gider işler yetişmez diye vicdan yapıyorum, yazmıyorum, sonra bir bakıyorum, aaaa iş te yapmamaışım blog ta yazmamışım, salak salak dolaşmışım internette. (ta anlatamadım ya neyse)

neyse bugün sabahtan kararımı verdim de bişeyler karalayayım dedim.

yazmayalı neredeyse 1,5 ay olmuş bakalım hayatımda neler değişmiş

- blog sayfası yeni tasarım şablonuna geçmiş, denedim hemen bugün, bilmiyorum yeni dizayn çok kötü de olmuş olabilir.

- enişte oldum, eşimin kardeşi doğum yaptı, ömer adı.. enişteler çok sevilmez genelde ama iyi bir enişte olmaya çalışacağım, darısı başımıza diyelim bu konuyla ilgili yazarım yine

- 10 yıl sonra arkadaşlarımla buluştu, lise mezuniyetinin 10. yılı vesilesi ile aydındaydım, bıraktığım gibiler hepsi, öyle kaldıklarını görünce daha bi mutlu oldum

- müdür oldum len, söylemişmiydim daha önce.. ehehehe
- müdür olmak yetmiyormuş gibi genel müdür yokken vekaleten genel müdür oluyorum olm, 850 personelim oluyor o anda, ama tavsiye etmem çok güzel bi şey değil yani

- babaannemi kaybettim :(

- kardeşim ehliyet aldı, ulan bu adam ilk adımını attığında yanımdaydı şimdi araba kullanıyor, utanmadan seneye üniversiteden de mezun olacak, yaşlanıyorum di mi

- wii aldım olm, çok zevkli oynaması, masa tenisi oynuyorum evde ötesi var mı?

- eşim sınava girdi (CFA), tabii bu olay size normal bişey gibi gelmiş olabilir ancak bizim için yaklaşık 1 ay akşamları ve haftasonları evde oturup ders çalışmak anlamına geldi

- parise gittim gezmeye, o nası bi yer öyle yaa, yazık ediyoruz kendimize buralarda,

- bi de çok kilo alıyorum ben, şöyle bakıyorum çok bişey de yemiyorum aslında, artık müdür göbeğimi koca göbeğimi ne denir bilmiyorum ama, sporu da bıraktık maşallah

Bir sürü şey daha oluyor aslında da bunlar geldi şimdi aklıma, arada bir sürü yazacak konu var aslında ama hep diyorum ya, tembelim mütemadiyen

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails