28 Ağustos 2009 Cuma

çıkar ayakkabılarını

"içeriye ayakkabılarınla girme, kırıcam ayaklarını" annemin en çok kullandığı kalıplardan birisiydi.
tam okula gidecekken ayakkabılarımı giymiş olurdum, zaten bağcıklarını bağlamayı yeni öğrenmişim, bir de onları tekrar çözüp aynı işkenceyi tekrar etmeyi istemezdim. ama ne yapayım okur, ha! ne yapayım, defterlerim uzanamayacaım bir yerde kalmış işte, mecburen ben de emeklemeye başlardım.

evet efendim, bugünkü konumuz emeklemek, yapmayan yoktur diye düşünüyorum, hızlı ve acele bir şekilde (ya da bende mevcut bulmuş hali ile üşenildiğinde) evin içinden bir şey alınacaksa, anne faktörüne karşı olay mahalline emekleyerek varılırdı.

ya da dışarıda oyun oynadığında çok susamışsındır mesela, bir 5 dakika eve çıkıp su içmek istemişsindir, evde kimse yoksa bile emekleyerek içeri girersin ki, herşeyi süpersonik olarak algılayan anne tarafından sonrasında dayak yemeyesin.

nereden aklıma geldi bu emekleme işi derseniz, bana her seferinde ayakkabılarımla içeri giremeyeceğimi tembihleyen karımın, bu sabah kitabını almak için ayakkabılarıyla seke seke içeri gitmesi sonrası derim.

sanki sekerek basınca iz olmuyor, kadın aklı işte ehehe..

tamam lan vurmayın kadınlar zekidir. biz erkeklerden de zekidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails