5 Ağustos 2009 Çarşamba

garsonlar beni görmüyorlar

şimdi hatunla güzel bir yere gidiyorsun, hemen etrafında bir garson ordusu, hoşgeldiniz efenimler, ne arzu edersinizler, menüyü gözüme doğru sokmalar falan insanı havaya sokuyorlar

bir de ilk kez gittiysen güzel bir izlenim bırakmak için daha da bir kasıyor abiler tabii ki, ulan zaten heyecanlıyım, yemeğe çıkmışım, belki karşıdakinin aklını almaya çalışıyorum, ya da etkilemeye çalıştığım bir arkadaşımla çıkmışım bir de garsonlar böyle hareketler yapınca iyice gaza geliyorum, kendimi bir şey sanmaya başlıyorum.

gidip menüdeki en alengirli şeyleri ısmarlıyorum, eşim her seferinde bildiğin şeyleri ye en azından karnın doysun dediği halde, ben değişik maceralara atılıyorum aklımca, en alengerli ve tabii ki en pahalı yiyecekleri istiyorum. sonunda önüme kuş kadar (kuş dediysem minik serçe) bir et parçası (bilmem ne ile marine edilmiş) getiriyorlar, yanında iki tutam yeşillik bir de sos adı verdikleri değişik renklerdeki sıvıları gezdiriyorlar üzerinde al sana egzantirik yemek. bir de benim gibi bir adamın bununla doymasını bekliyorlar.

neyse yemekleri ve içecekleri içiyoruz, tatlı kısmında yemek isimlerinden yediğim kazığın aynısından yememek için, kadıköy rıhtımda da yiyebildiğim sütlü tatlılardan söylüyorum en azından açlığımı böyle gidermeye çalışıyorum.

neyse yemek bitiyor ben doymamış bir şekilde hesabı alayım da bir an önce eve gidip bir şeyler atıştırayım telaşındayım.

işte o an, garsondan hesabı isteyeceğim an...

sanırım bu garsonların belinde bir cihaz var, kim ki hesap istemek için garson aramaya başlasa hemen bu titreşerek onlara haber veriyor ve kaçışmalarını sağlıyor.

tüm yemek boyunca değişik muhabbetler açıp, aç kalma uğruna farklı yemekler deneyen ben, birden tüm yemek boyunca yaptığım karizmayı yerlerde süründürmeye başlıyorum. her türlü el hareketini yaptığım halde hiç bir şekilde garsonların ilgisini çekemiyorum, halbuki bir baksalar bana, hemen elimle havaya bir amza atacağım ve hesabı istediğimi belirteceğim kendilerine.

uzun uğraşlar verdiğim halde beni hiç bir şekilde kaale almayan garson karşıdaki kişinin en ufak bir hareketi ile dönüp bakıyor. karşıdaki kişi yıllardır hesap isteyen bir görünümde artık, 1 - 0 öne geçti, hani derler ya doksana takıyor golü, ben ezik ve restoran içinde her türlü şebekliği yapmış bir şekilde tabağımda sütlü tatlıdan kalan kırıntıları sıyırıyorum ve bu hareketimle bir gol daha yiyerek geceyi mağlup tamamlıyorum.

içime oturuyor, açlığım da geçiyor bu sayede, her seferinde olduğu gibi bu sefer de garson abilerin bellerinde taşıdıkları alet devreye giriyor işte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails