19 Ağustos 2009 Çarşamba

velilerin yarıştığı kent

Aydın ili genelde çok sesi duyulmayan kentlerimizden biri, kendisi genelde üniversite sonuçlarında ÖSS şampiyonu bir kent olmakla övünür, övünmekte haklıdır da, ancak övünen velilerin çocuklarına göz atmak lazım önce

çocukluğum aydın'da geçti ve babam öğretmendi, babam, öğretmen arkadaşlarının kızları ve oğlanlarıyla arkadaş olmam konusunda diretiyordu, bana ise onlarla muhabbet etmek hep soğuk gelirdi, zaten 2-3 haftada bir ev ziyaretlerinde gördüğüm çocukla ne muhabbeti edeceğim allahaşkına, yeni bir ortama girdiğinde çekingen olan bir insanım hemen kaynaşamam, soğuk nevale bir izlenim veririm dışarıya, işte bu ev ziyaretlerinde de çocuklarla başbaşa kaldığımda sessiz ve nört bir insan kılığına giriyordum.

şimdi düşünüyorum da, bu çocukları sevmeme nedenim sadece az görmem veya soğuk bir insan olmam dolayısıyla değildi, asıl neden benim onlarla yarıştırılıyor olmamdı.

şimdikiler bilmez, eskiden (5 yıllık zorunlu eğitim zamanları) ortaokul zamanı geldiğinde de anadolu lisesi sınavına girerdik daha 11-12 yaşlarında dışarıda mahalle arkadaşlarımla oyun oynayacağıma, hafta sonlarımı dershane köşelerinde test çözerek geçirirdim.

lanet olası dershaneler arada bir deneme sınavı adı altında stres çalışmaları yaparlardı, bu sonavların sonuçlarının da sanki ağzıma sıçılmasını istiyorlarmış gibi eve gönderirlerdi. gıcık olurum hala bu muhabbete

neyse dediğim gibi babam öğretmen ve onun öğretmen arkadaşları ve öğretmen arkadaşlarının çocukları mevcut, bu çocuklar da benim gibi dershaneye gidiyorlar ve onlar da deneme sınavına giriyorlar, işte babam benim sınav sonuçlarımı hemen etrafındaki velilerle karşılaştırır, akşamları okul sonrası yaptıkları okey partilerinde bunu konuşurlardı

isterdi ki benim kız bilmem kaçıncı oldu diyen bir veliye, benim oğlum da bilmem nerden bilmem kaç net yaptı diye övünsün, eğer o dönem sınavdan kötü sonuçlar aldıysam da, bu okey partileri sonrasında karşıma geçer, bilmem ne amcanın kızı bilmem ne yapmış diye laf sokardı, sokayım bilmem ne amcanın kızına diyemediğim için, cevap veremeden önümdeki teste geri dönerdim.

hepimiz birer yarış atıydık aslında, yok yok yarış atı da değil, bu önlerindeki tavşanı kovalayan köpeklerin yarıştığı organizasyonlar var ya, onları yapıyorduk işte, bizim tavşanımız ÖSS'ydi ve o tavşanı kim yakalarsa da onun babasının okey partilerinde anlatacak güzel hikayeleri var demekti.

karnem de bile bir tane 4 gördüğünde deliye dönen bir babadan bahsediyorum, derdi her ne kadar benim büyük adam olmam olsa da, içten içe veli yarışmasını kazanmaktı amacı ve bunu sadece öğretmen arkadaşlarıyla da yapmıyordu.

hayatımın en büyük şansızlılarından biri kuzenimle aynı dönem ÖSS sınavına girmemdir herhalde, o sene sınava girene kadar hep kuzenimle kıyaslandım, her küçük başarısızlığımda onun yaptığı netler vuruldu suratıma,

liseyi yatılı okurdum ve akşamları etüd adı verilen çalışma saatlerim vardı, daha 16 yaşındaydım ve hayatım boyunca problem çözmekle uğraşmıştım, aslında benim problem çözmekten çok problem yaratma isteğim vardı, dışarıda koskoca bir hayat vardı, her türlü problemi çıkaran, bağıra çağıra haykıran bir genç olmak istiyordum ama ben oturmuş habire problem çözüyordum

okul bitti mühendisliği kazandım, yarış bitti zannettim ama daha yeni başlamıştı, bu sefer iş bulma, aldığın maaşın ne kadar yüksek olduğu, ne gibi bir mevkide olduğun gibi konularda yarışıyordu babalarımız ve kaybeden hep bizler oluyorduk.

aydın kenti ÖSS başarılarıyla anılan ve bundan dolayı övülen bir kentimiz, ama velilerin yarıştığı bu kentte, çözdüğü problemleri yaratmak isteyen çocuklar duruyor hala.

2 yorum:

  1. bizimkiler öyle umursamazdı ki hey maşallah.
    ben öss sınavından lise sonda haberdar oldum. Halbuse bilseydim Boğaziçi B.Mühendisliğine sınavla giriliyor, lise 1den salardım kendimi.

    YanıtlaSil
  2. ahahaha, şanslı insanlar da var tabii

    YanıtlaSil

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails